13 Eylül 1592 – Michel de Montaigne’in Ölümü
Fransız yazar ve düşünür Michel de Montaigne, 13 Eylül 1592’de, 59 yaşında hayatını kaybetti. Montaigne, özellikle “Denemeler” (Essais) adlı eseriyle tanınır ve modern deneme türünün kurucusu olarak kabul edilir. Montaigne’in yazıları, klasik retorikten uzak, özgür ve samimi bir dil kullanarak bireyin düşüncelerini ve duygularını özgürce ifade etmesine dayanıyordu. Montaigne, din, ahlak, felsefe, eğitim ve insan doğası gibi konular üzerine yazdığı denemeleriyle, Rönesans döneminin en etkili düşünürlerinden biri haline geldi.
Montaigne’in düşünceleri, bireyin içsel dünyasına yaptığı keşiflerle şekillendi. İnsanların doğasını anlamaya çalışırken, kendi yaşamını ve deneyimlerini mercek altına aldı. Yazıları, geleneksel öğretilere ve dogmalara meydan okudu ve dönemin Katolik-Protestan çatışmalarının ortasında hoşgörüyü savundu. Ölümünün ardından, Montaigne’in çalışmaları, Avrupa’da geniş çapta yayıldı ve birçok aydının ve filozofun düşüncelerini etkiledi. “Denemeler” kitabı, bugün bile felsefi bir klasik olarak kabul edilmekte ve pek çok dile çevrilmiş durumda. Montaigne’in özgün fikirleri, hem kendi döneminde hem de sonraki yüzyıllarda büyük bir etki bıraktı ve modern hümanizmin temellerinin atılmasında önemli bir rol oynadı.
13 Eylül 1705 – Tökeli İmre’nin Ölümü
Macar Kralı Tökeli İmre, Osmanlı İmparatorluğu’na sığınmasının ardından, 13 Eylül 1705’te İzmit’te hayata gözlerini yumdu. 1657’de doğan Tökeli, genç yaşta Osmanlılar ile ittifak yaparak Avusturya İmparatorluğu’na karşı savaşmış bir liderdi. Habsburg Monarşisi’ne karşı Macar direnişinin önemli bir figürü olan Tökeli, 1678’de Osmanlıların desteğiyle “Üç Kraliyet Macaristan Prensi” ilan edilmişti. Ancak başarısız isyanlar ve Avusturyalılarla olan mücadelesinin ardından, Osmanlı topraklarına sığınmak zorunda kaldı.
Osmanlı topraklarına sığınması, Macar ve Osmanlı ilişkilerinde önemli bir dönüm noktasıydı. Tökeli, hayatının geri kalanını İzmit’te sürgünde geçirdi. Ölümü, Osmanlı-Macar ittifakını zayıflattı ve Macar bağımsızlık hareketleri üzerindeki etkisini azalttı. Tökeli’nin hikayesi, Avrupa’da ve Osmanlı topraklarında uzun yıllar boyunca konuşulmaya devam etti ve dönemin siyasi dengelerini önemli ölçüde etkiledi.
13 Eylül 1788 – New York’un Amerika Birleşik Devletleri Federal Başkenti Oluşu
13 Eylül 1788’de New York, Amerika Birleşik Devletleri’nin federal başkenti ilan edildi. Bu dönemde, Amerika’nın yeni anayasası kabul edildikten sonra ülkenin başkentinin neresi olacağına dair önemli tartışmalar yaşandı. New York, geçici olarak federal hükümetin merkezi olarak seçildi ve bu durum, Amerikan siyasetinin gelişiminde kritik bir rol oynadı.
New York’un federal başkent olduğu bu dönemde, Amerika’nın kurucu liderleri, ülkenin yönetim yapısını ve yasalarını oluşturmak için toplandılar. 1789’da George Washington, ilk ABD Başkanı olarak New York’ta yemin etti. Ancak New York’un başkentlik dönemi kısa sürdü; 1790’da başkent Philadelphia’ya taşındı ve sonrasında 1800 yılında Washington, D.C. kalıcı başkent olarak belirlendi. New York’un başkent olduğu süre, Amerika’nın kuruluş dönemi politikalarının ve yönetim anlayışının şekillendiği kritik bir dönem olarak tarih kitaplarına geçti.
13 Eylül 1871 – Şinasi’nin Ölümü
Şair, gazeteci ve yazar İbrahim Şinasi, Tanzimat Dönemi’nin önde gelen aydınlarından biri olarak kabul edilir. 13 Eylül 1871’de 45 yaşında hayatını kaybeden Şinasi, Türk edebiyatında modernleşme hareketinin öncülerinden biri olarak tanınır. Şinasi, Osmanlı İmparatorluğu’nda gazete ve edebiyat alanında ilkleri başlatan bir figürdü. Tercüman-ı Ahval adlı gazetenin kurulmasına öncülük etti ve bu gazete, ilk özel Türk gazetesi olma özelliğini taşır.
Şinasi’nin edebi katkıları, sadece gazetecilikle sınırlı kalmadı; aynı zamanda tiyatro ve edebi çeviri alanında da yenilikçi çalışmalar yaptı. Şiirlerinde sade ve anlaşılır bir dil kullanarak, divan edebiyatının ağır dil yapısını kırmaya çalıştı. Onun çabaları, Türk edebiyatının Batı ile tanışmasına ve modernleşme sürecine büyük katkı sağladı. Şinasi’nin vefatı, Türk edebiyatı ve basını için büyük bir kayıp olarak görüldü; ancak bıraktığı eserler, Tanzimat edebiyatının ve gazeteciliğin temel taşlarından biri olmayı sürdürüyor.
13 Eylül 1921 – Sakarya Meydan Savaşı’nın Zaferle Sonuçlanması
Türk Kurtuluş Savaşı’nın en kritik muharebelerinden biri olan Sakarya Meydan Savaşı, 23 Ağustos 1921’de başlamış ve 13 Eylül 1921’de Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştır. Sakarya Nehri kıyısında gerçekleşen bu çetin savaşta, Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki Türk kuvvetleri, Yunan ordusuna karşı büyük bir direniş gösterdi. 22 gün ve 22 gece süren bu kanlı çatışmalarda, Türk askeri tüm kaynaklarını ve gücünü seferber ederek düşmana karşı koydu. Bu zaferin ardından, Mustafa Kemal Paşa’ya TBMM tarafından “Gazi” unvanı ve mareşallik rütbesi verildi.
Sakarya Meydan Savaşı’nın zaferle sonuçlanması, Türk halkı için büyük bir moral kaynağı oldu ve Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktalarından biri olarak kabul edildi. Zafer, uluslararası alanda da büyük yankı uyandırdı ve Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesindeki kararlılığını tüm dünyaya gösterdi. Bu zafer aynı zamanda, İtilaf Devletleri ile Ankara hükümeti arasında diplomatik temasların artmasına ve ileride yapılacak Lozan Antlaşması’na giden yolu açtı. Türk halkı için bir varlık-yokluk mücadelesi olan bu savaş, Türk ordusunun kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti.
13 Eylül 1965 – Beatles “Yesterday” Şarkısını Yayınladı
Müzik dünyasının en ikonik gruplarından biri olan The Beatles, 13 Eylül 1965’te “Yesterday” adlı şarkılarını piyasaya sürdü. Paul McCartney tarafından yazılan bu şarkı, grubun “Help!” albümünde yer aldı ve kısa sürede dünya çapında bir hit haline geldi. “Yesterday”, minimal bir düzenleme ile yalnızca akustik gitar ve yaylı çalgılar kullanılarak kaydedilmiş olup, müzik tarihinde “en çok cover yapılan şarkı” unvanına sahiptir. Şarkı, o dönemde müziğin duygusal ve melodik gücünü vurgulayan önemli bir eser olarak öne çıktı.
Şarkının başarısı, Beatles’ın müzikal çeşitliliğini ve yeteneğini bir kez daha kanıtladı. “Yesterday”, yalnızca müzik eleştirmenlerinden tam not almakla kalmadı, aynı zamanda Beatles’ın popüler kültürdeki yerini sağlamlaştırdı. Şarkı, grubun kariyerinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve Beatles’ın diğer şarkılarından farklı bir müzikal tarza sahip olmasıyla dikkat çeker. “Yesterday”, bugün hala birçok müzik listesinde yer almakta ve milyonlarca dinleyicinin kalbinde özel bir yere sahiptir.
13 Eylül 1980 – Türkiye’de Darbe Sonrası Gelişmeler
12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında Türkiye, 13 Eylül günü yeni bir siyasi döneme girdi. Darbenin ardından Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Kenan Evren, Devlet Başkanlığı görevini üstlendi ve darbenin lideri olarak ülke yönetimini ele aldı. Darbe, Türkiye’deki siyasi, sosyal ve ekonomik yaşamı derinden etkiledi. Aynı gün, eski başbakanlar Süleyman Demirel ve Bülent
Ecevit, askeri otoriteler tarafından sırasıyla Gelibolu’daki Hamzaköy askeri tesislerine ve Necmettin Erbakan ise İzmir Uzunada’ya “güvence” altına alındı. Darbe sürecinde tutuklanan diğer siyasi liderler gibi, Alparslan Türkeş’e de teslim olması çağrısı yapıldı. 1980 darbesi, Türkiye’nin demokratik gelişimini durduran ve insan hakları ihlallerinin yoğunlaştığı bir dönem olarak tarihe geçti.
12 Eylül darbesinin ardından, siyasi partiler kapatıldı, parlamenter sistem askıya alındı ve birçok gazeteci, yazar, akademisyen, sendikacı ve öğrenci tutuklandı. Ayrıca, askeri yönetim altında yeni bir anayasa yapıldı ve bu anayasa 1982 yılında halk oylamasına sunuldu. Bu anayasa, daha sonra Türkiye’nin demokrasiye dönüş yolunda yeniden tartışılacak ve değiştirilecek birçok hüküm içermekteydi. Darbe, uzun vadede Türk siyasetini yeniden şekillendirirken, sivil ve askeri ilişkiler üzerindeki etkileri hala tartışılmaya devam ediyor.
13 Eylül 1991 – “Taçsız Kral” Metin Oktay’ın Vefatı
Türk futbolunun efsanevi ismi Metin Oktay, 13 Eylül 1991’de bir trafik kazasında hayatını kaybetti. “Taçsız Kral” olarak bilinen Oktay, Galatasaray ve Türk Milli Takımı’nda sergilediği üstün performansıyla tanınıyordu. 1936 yılında İzmir’de doğan Oktay, futbol kariyerine Damlacıkspor’da başladı ve kısa sürede yeteneğiyle dikkat çekti. Galatasaray formasıyla sayısız başarıya imza atan Oktay, 1965’te kısa bir süre için İtalya’nın Palermo takımında oynadıktan sonra tekrar Galatasaray’a döndü ve kariyerine burada devam etti.
Metin Oktay, futbol kariyeri boyunca 6 kez gol kralı oldu ve attığı 217 golle uzun süre Süper Lig tarihinin en çok gol atan futbolcusu unvanını elinde bulundurdu. Sahadaki liderliği, mütevazı kişiliği ve fair-play ruhu ile taraftarların sevgilisi oldu. Oktay’ın vefatı, Türk futbol camiasında büyük bir üzüntüye neden oldu ve anısına her yıl çeşitli etkinlikler düzenlenmeye devam ediyor. Metin Oktay, sadece saha içindeki başarılarıyla değil, aynı zamanda futbolun ruhunu ve güzelliklerini temsil eden bir figür olarak hatırlanıyor.
13 Eylül 1993 – FKÖ ve İsrail Anlaşmaya Vardı
13 Eylül 1993’te, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat ve İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin, ABD’nin başkenti Washington, D.C.’de bir araya gelerek tarihi bir anlaşmaya imza attılar. Oslo Barış Anlaşması olarak bilinen bu anlaşma, İsrail’in Gazze ve Jeriko’dan çekilmesini ve Filistinlilere bu bölgelerde ve Batı Şeria’nın bir bölümünde özerklik tanınmasını öngörüyordu.
Bu anlaşma, İsrail ile Filistinliler arasında barış sürecinin başlatılması açısından önemli bir dönüm noktasıydı. Tören sırasında, iki liderin el sıkışması, dünyada geniş yankı uyandırdı ve birçok kişi tarafından Orta Doğu’da barışa doğru atılmış büyük bir adım olarak görüldü. Ancak, anlaşmanın uygulanması ve iki taraf arasındaki kalıcı barışın sağlanması, sonrasında yaşanan siyasi ve askeri çatışmalar nedeniyle sekteye uğradı. Yine de Oslo Anlaşması, barış müzakereleri açısından bir temel oluşturdu ve uluslararası diplomasi tarihinde önemli bir yer edindi.
13 Eylül 1998 – Necdet Calp’ın Ölümü
Halkçı Parti’nin kurucu Genel Başkanı Necdet Calp, 13 Eylül 1998’de Ankara’da vefat etti. 1922 yılında doğan Calp, Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bürokratlarından biri olarak çeşitli kamu görevlerinde bulundu. 1981 yılında, 12 Eylül askeri darbesi sonrası siyasi yasaklı hale gelen eski politikacıların yer almadığı bir dönemde Halkçı Parti’yi kurarak Türk siyasetine giriş yaptı.
Calp, 1983 seçimlerinde partisinin genel başkanı olarak seçimlere katıldı ve Meclis’te muhalefet görevini üstlendi. Necdet Calp, özellikle “Devletçilik ve Sosyal Demokrasi” çizgisini benimseyen söylemleriyle biliniyordu. Ölümü, Türk siyasetinde önemli bir ismin kaybı olarak kabul edildi ve ardından pek çok siyasi lider, Calp’ın Türkiye’ye hizmetlerini ve katkılarını dile getirerek taziyelerini iletti.
13 Eylül 1993 – Memduh Ün En İyi Yönetmen Ödülünü Kazandı
İspanya’da düzenlenen Uluslararası Asturias Film Festivali’nde, ünlü Türk yönetmen Memduh Ün, “Zıkkımın Kökü” filmiyle En İyi Yönetmen ödülünü kazandı. Memduh Ün, Türk sinemasının duayenlerinden biri olarak kabul edilir ve birçok başarılı filme imza atmıştır. 1993’te çektiği “Zıkkımın Kökü” filmi, yoksulluk, aile ilişkileri ve toplumsal sorunları ele alan özgün senaryosuyla dikkat çekti.
Bu ödül, Memduh Ün’ün kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu ve Türk sinemasının uluslararası alanda daha fazla tanınmasına katkıda bulundu. Ün’ün sanata olan katkıları ve yönetmenlikteki başarısı, Türk sinemasının gelişimine yaptığı büyük katkıyı bir kez daha gözler önüne serdi.
13 Eylül 1996 – Radikal Gazetesi Yayın Hayatına Başladı
13 Eylül 1996’da Türkiye basın dünyasında önemli bir gelişme yaşandı: Radikal Gazetesi yayın hayatına başladı. Radikal, Türkiye’de özgür ve bağımsız gazetecilik anlayışıyla kısa sürede geniş bir okur kitlesine ulaştı. Güncel politik, kültürel ve sosyal konuları ele alan gazete, eleştirel ve objektif haber anlayışıyla bilindi. Radikal, entelektüel bir okuyucu kitlesine hitap eden ve genç gazetecilere kariyer fırsatları sunan bir platform oldu.
Gazete, özellikle köşe yazarları ve analizleriyle dikkat çekti ve birçok ödül kazandı. Ancak, dijitalleşen medya dünyasında basılı yayınların zorluklarıyla karşı karşıya kalan Radikal, 2016 yılında yayın hayatına son verdi. Bugün, Radikal’in arşivi hala online olarak erişilebilir durumda ve Türkiye basın tarihindeki yerini korumaya devam ediyor.