Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Yozgatlı hemşehrimiz Prof. Dr. Taner Demirer, Türkiye’de uyuşturucu bağımlılığının son derece tehlikeli boyutlara ulaştığını belirterek, ülkemizin uyuşturucu batağına saplandığını söyledi. İstanbul’un Fatih ilçesinde yaşanan trajik bir olayın ardından yaptığı çarpıcı açıklamalarla dikkat çeken Demirer, sınır güvenliğinin zayıfladığını ve kontrolsüz mülteci akınının uyuşturucu kullanımını artırdığını belirtti.
İstanbul Fatih’te uyuşturucu etkisi altında olduğu iddia edilen bir şahsın, iki kadını öldürüp ardından tarihi surlardan atlayarak intihar etmesi, Türkiye’nin uyuşturucu ile olan mücadelesindeki eksiklikleri bir kez daha gözler önüne serdi. Bu olay sonrası, pek çok uzman ve yetkili açıklamalarda bulunurken, Prof. Dr. Taner Demirer’in ifadeleri büyük yankı uyandırdı.
“Uyuşturucu Artık Anadolu’nun Kanayan Yarası”
Prof. Dr. Taner Demirer, Anadolu’da uyuşturucu bağımlılığının ciddi bir problem haline geldiğini belirtti. Uyuşturucu kullanımının yalnızca büyük şehirlerle sınırlı kalmadığını, Anadolu’nun dört bir yanında yaygınlaşan bu tehlikeye karşı yeterli önlemlerin alınmadığını vurguladı. “Türkiye uyuşturucu batağına saplandı” diyen Demirer, özellikle sınır güvenliği konusundaki zafiyetin bu duruma zemin hazırladığını belirtti.
Sınır güvenliğinin zayıflaması ve kontrolsüz mülteci akınının uyuşturucu kullanımını artırdığına dikkat çeken Demirer, “Hudut Namustur” düsturunun hiçe sayıldığını dile getirdi. Sınırların adeta yol geçen hanına döndüğünü ifade eden Demirer, Türkiye’nin uyuşturucu geçişinde kilit bir noktada olduğunu belirtti. Bu durumun uluslararası arenada da dikkat çektiğini, Türkiye’nin “Narco State” (Uyuşturucu Devleti) olarak anılmaya başlandığını söyledi.
“Türkiye Narco State Olarak Anılır Oldu”
Prof. Dr. Demirer, son 20 yılda Türkiye’nin Orta Doğu ve Orta Asya’dan Batı’ya nakledilen uyuşturucunun ana güzergahı haline geldiğini belirtti. Türkiye üzerinden yapılan bu nakillerin, uluslararası basında ülkemizi olumsuz bir şekilde gündeme getirdiğini vurguladı. Özellikle sokak satıcıları ve internet aracılığıyla uyuşturucuya erişimin kolaylaştığını söyleyen Demirer, bu durumun toplumun her kesimini tehdit ettiğini kaydetti.
Uyuşturucunun sokaklarda serbestçe dolaştığını ve ülkenin dört bir yanına yayıldığını ifade eden Demirer, “Artık sokaklarımızda uyuşturucu bağımlılarına her an rastlayabilirsiniz. Bu durum can güvenliğini tehdit eder hale geldi” dedi. Özellikle kadınların, çocukların ve kız çocuklarının sokaklarda güvende olmadığını vurgulayan Demirer, uyuşturucu kullanımının toplumdaki ahlaki ve güvenlik yapısını zedelediğine dikkat çekti.
“13 Milyon Çocuk Madde Bağımlılığına Karşı Savunmasız”
Prof. Dr. Taner Demirer’in açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta ise çocukların ve gençlerin madde bağımlılığına karşı savunmasız hale gelmesi oldu. Türkiye’de yaklaşık 13 milyon çocuğun madde bağımlılığı riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten Demirer, özellikle gençler arasında hızla yayılan bu tehlikeye karşı acil önlemler alınması gerektiğini söyledi.
Türkiye genelinde yaklaşık 2 milyon aktif uyuşturucu bağımlısının bulunduğunu belirten Demirer, bu durumun yalnızca bireylerin değil, ailelerin ve toplumun genelini etkilediğini vurguladı. Uyuşturucu kullanımının artmasıyla birlikte suç oranlarının da yükseldiğini dile getiren Demirer, “Sokaklar artık güvenli değil. Uyuşturucu bağımlıları toplumun her kesiminde dolaşıyor” dedi.
“Uyuşturucu Tacirlerine 10 Milyar Dolar Akıyor”
Türkiye’de uyuşturucu piyasasında her yıl tacirlere yaklaşık 10 milyar dolar aktarıldığını ifade eden Prof. Dr. Demirer, bu rakamın ülkenin güvenliğini ve ekonomisini tehdit ettiğini söyledi. Uyuşturucu ticareti ve bağımlılığı ile mücadelede etkin adımlar atılmadığı sürece bu paranın tacirlerin elinde toplanmaya devam edeceğini belirtti.
“Sağlık Bakanlığı’ndan Etkin Mücadele Bekleniyor”
Prof. Dr. Taner Demirer, uyuşturucu ile mücadelede AK Parti iktidarı döneminde yeterli adımların atılmadığını belirterek, eski Sağlık Bakanları Recep Akdağ ve Fahrettin Koca’ya eleştirilerde bulundu. Demirer, 11 yıl Sağlık Bakanlığı görevini yürüten Recep Akdağ ve 6 yıl bu görevi sürdüren Fahrettin Koca’nın uyuşturucu ile mücadeleye dair etkin projeler geliştiremediğini söyledi.
Türkiye’de alkol ve madde bağımlılığı merkezlerinin (AMATEM ve ÇEMATEM) sayılarının yetersiz olduğunu belirten Demirer, mevcut merkezlerin alt yapı ve personel desteği konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını dile getirdi. Merkezlerin hem fiziksel hem de personel bakımından renovasyona ihtiyaç duyduğunu belirten Demirer, bu merkezlerin kapasitelerinin artırılması gerektiğini vurguladı.
“Uyuşturucu ile Mücadelede Acil Eylem Planı Şart”
Prof. Dr. Demirer, uyuşturucu ile etkin bir mücadele için acil bir eylem planına ihtiyaç olduğunu belirterek, yerel yönetimlerin bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik/Spor Bakanlığı’nın ortak saha raporları hazırlaması gerektiğini belirten Demirer, bu raporlar ışığında ülke genelinde uyuşturucu ile mücadelede daha etkin adımlar atılması gerektiğini ifade etti.
Hudutların daha etkin bir şekilde korunması gerektiğini vurgulayan Demirer, uyuşturucu ticareti ve mülteci girişlerinin modern teknolojiler kullanılarak engellenmesi gerektiğini belirtti. Emniyet, Jandarma ve Gümrük Muhafaza ekiplerine daha fazla lojistik ve bilimsel destek sağlanması gerektiğini de ifade eden Demirer, TBMM’deki tüm siyasi partilerin bir araya gelerek “Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı” hazırlaması gerektiğini belirtti.
“Bağımlılıkla Mücadele Üst Kurulu Kurulmalı”
Son olarak Prof. Dr. Taner Demirer, uyuşturucu ile mücadelede bakanlıklar arası koordinasyonu sağlayacak ve 7/24 çalışacak bir “Bağımlılıkla Mücadele Üst Kurulu”nun derhal kurulması gerektiğini vurguladı. Bu kurulun, uyuşturucu bağımlılığı ile mücadelede daha etkin adımlar atılmasına olanak sağlayacağını belirten Demirer, toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini söyledi.
Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelede geç kalınmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Demirer, “Türkiye’nin geleceği için bir an önce harekete geçilmeli” diyerek çağrısını sonlandırdı.